22 Ağustos 2016 Pazartesi

Edirne'de bir gün.


Pazar günü nerede geçer diye düşündük. Yoğun bulutlu bir hava, denizin tadı tuzu yok. Evden çıkasınız gelmez, avmlere tıkılmak ayrı bir stres. İstanbul'a arabayla iki buçuk saat uzaklıktaki Edirne'nin havasına baktık. Yüzde 14 yağmur yağma olasılığı, parçalı bulutlu ve açık. İdeal bir gün.

Tem Otoyolu'ndan yaklaşık üç saat yol gidip, dertsiz tasasız, tarlaların ve yeşilliklerin tadını çıkararak Edirne ye ulaştık. Doğu girişini kullandık. Selimiye'nin eşsiz ve dünyalara meydan okuyan görkemi bizi karşıladı. Ne büyüksün be Mimarsinan. Ana yönlerden iki minaresi gözüken cami hakikaten tam bir ustalık eseri.

İlk göbekten şehre doğru giderken en dikkat ettiğimiz husus herkesin trafik limitlerine uymasıydı. Makas atan yok. Acele eden yok. Akıcı bir trafik. Kameralarla hız kontrolleri arttırılmış. Kırmızı ışıkta fazla bekleme yok. Akış son derece düzenli. yetkilileri kutluyorum.

İndiğimizde kuru sıcak havası hemen yüzümüze vurdu. alışmak biraz zaman aldı. İlk durak küçük güzel çarşısı. Henüz kalabalık yok. sıcak etkisini gösterdiği ve pazar olduğu için hareket az. Sessiz sakin. Ardından karınlar acıkmaya başladı. Muhteşem ciğer kokusu bizi davet edercesine algılarımızı yöneltti. Selimiye Cami'nin karşısındaki Bizim Ciğerci nin terasına attık kendimizi. Kuru biber ve çeşnileriyle midelerimize bayram...

Selimiye Camii

Arasta çarşısı, Selimiye Camii serinliğiyle bize ev sahipliği yaptı. Etrafında toplaşan seyyar satıcılara ve falcılara dikkat etmek lazım. Yoksa bizim gibi 15 dakikanız bağlanıyor. iş bankası Maximum Kart ile müzelerden ücretsiz faydalanabiliyorsunuz. Biz de öyle yaptık.
Türk İslam Müzesi

Son olarak Arasta çarşısı içerisinde batı çıkışında (orta çıkışın sondan ikinci dükkanı) bulunan Keçecizade'den , eşsiz lezzetler, Edirne'ye özgü badem ezmesi, kurabiye, ve Konya'nın hurma şekerleri alındı. Bu kez, çarşı esnafı biraz neşesizdi. çarşı da sakinlik göze çarpıyordu. Alışveriş de tamam.İstikamet araçla 10 dakika uzaklıktaki Karaağaç köyü ve Lozan Barış anıtı. Tunca ve Meriç nehirlerini tarihi köprülerden geçtikten sonra huzura açılan ağaçlı arnavut kaldırımı yoldan Karağaç'a vardık. Zamanda yolculuk yaparcasına, Trakya Ün,versitesi Güzel sanatlar fakültesi içerisinde güzel bir tur. Eski tren istasyonu. Tarihi tren bakıma alınmış. Fakülte öğrencilerinin yaptığı heykeller son derece başarılı.
Trakya Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Eski Tren

Trakya Ü. Korkuluk Heykeli



Arada Bomanti Cafe de limonata keyfi. Ağaçlar altında renkli bir mekan. Huzurlu bir ara. Trakya gazozu denemeyi de unutmayın. Serinlemek için birebir. Tıkır tıkır işleyen sakin bir kahve.





Bomanti Cafe






Son durak Meriç Nehri kıyısında bulunan Lalezar Restaurant. Manzarasına diyecek hiçbir şey yok. Lezzetli yemekleri damağınıza midenize şölen havası yaşatıyor. Alkol yok ama rahatlığı ve hizmetiyle o gevşeme hissini sizde yaşatıyor. Edirne köftesi ve satır köftesi kesinlikle çok güzel. Bulgur pilavı ile servis ediliyor. Tesisin yaşam alanları son derece temiz. Fiyatları makul.


Meriç nehri üzerindeki eski köprü.


Akşam çökmeye başladığında aracınıza binip evinizde olma süreniz İstanbul trafiğine rağmen 3 saat. Erken çıkmanıza ve şehrin en kalabalık saatinde trafiğe girmenize gerek yok. Pazar akşamı bile dönmüş olsanız temiz havası ve keşmekeşlikten uzaklığı ile Edirne size iyi gelecek.


2 yorum:

  1. Yoğun bir mevzuat serisinden sonra Edirne yazısı çok iyi geldi. Çok güzel, yalın bir anlatım sonrasında kendinizi Edirne'de hissediyorsunuz. Teşekkürler Uğur Yüksel

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim her zaman. Siz de güzel geziyorsunuz. Bekliyorum.

    YanıtlaSil