6 Mart 2012 Salı

Tehlikeli Yabancılaşma

İlkokul yıllarından itibaren tarih dersi görüyoruz. Geleceğimizi hazırlayabilmek açısından tarihimizi bilmemiz çok önemli. Osmanlı Tarihi'ni hatırlayalım. Şaşalı yılların ardından, bir duraklama, hemen ardından da gerileme ve çöküş.

Hiç dikkate ettiniz mi bilmem. Osmanlı'nın parçalanışı öncesinde, Balkanlar'da bir milliyetçilik havası estirilip, Osmanlı Hanedanlığı'ndan ayrı milletler olduğu empoze ettirilmiş ve Balkanlar Osmanlı'dan isyanlarla koparılmıştır. Aynı şekilde Güney Sınırları'nda bir Arapçılık, Şeyhçilik Şıhçılık ve Osmanlı Toprakları'ndan ayrılış.

O güne kadar güle oynaya Osmanlı Yönetimi altında yaşayan çeşitli ırklar birdenbire millet olduklarını hatırlayıp isyan ediyorlar. Eğitim seviyesinin düşüklüğü ve dış güçlerin ekonomik üstünlüğü ile halk galeyana getirilip Osmanlı Parçalanıyor.

İçinde yaşadığımız çağın o günlerden farkına bakalım. Okuma yazma oranı yüksek, haberleşme olanakları gelişmiş, medya ve sosyal medya son derece etkili. Ekonomik olanaklar eskisi kadar kısıtlı değil!İnsanlar birden fazla doneye ihtiyaç anında erişip yorumlayabilme şansına sahip. Şu şartlarda ülkemizi bölebilecek tek bir silahları var. Yabancılaştırma.

Komşuluk ilişkilerimizi unuttuk, yanımızdakini tanımıyoruz. Bayramlar tatil fırsatı oldu, akrabalarımızı görmüyoruz. Kurtuluş savaşında omuz omuza mücadele eden dedelerimizin torunlarını, Kürt, Çerkez, Alevi, Sünni, Laz ve birçok kategoriye ayırıp içimize kabul etmiyoruz. Teknolojinin sunduğu olanakları ayrım aracı olarak kullanıyoruz; cep telefonu ve bilgisayar ekranlarından kafamızı kaldırmıyoruz. Otobüsteki teyzelere, amcalara, dedelere, hamilelere sırf yorgunluğumuzu bahane ederek yer vermiyoruz. Sanırım biz yabancılaşıyoruz.

Yabancılaşmayalım. Birbirimize sarılalım. Bölünmeyelim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder